KELİMETÖR - TÜRKÇE SÖZLÜK

ANASAYFA/SÖZLÜK

ağız, -ğzı 

1. isim  Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ
2. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü
3. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı
Ağızları kopmuş bir çay takımının arasına gizlenmiş, koyu renkli bir cildi oradan alarak bana uzattı.  - Hüseyin Rahmi Gürpınar
4. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap
5. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı
6. Çıkış yeri
Şimdi tünelin ağzında değilim artık.  - Adalet Ağaoğlu
7. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak
8. Kesici aletlerin keskin tarafı
9. Üslup, ifade biçimi
Ertesi günü bazı gazeteler bu haberin bir noktasını yarı resmî bir ağızla tekzip ettiler.  - Tarık Buğra
10. Uç, kenar
11. dil bilimi  Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili
Anlaşılmaz, garip köylü ağızlarıyla konuşuluyordu.  - Sait Faik Abasıyanık
12. müzik  Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü
ağız ile ilgili atasözü ve deyimler
ağız kelimesinin birleşik formları
Bir Kelime
hilafetçilik

1. Hilafetçi olma durumu

Bir Atasözü - Deyim
canımı sokakta bulmadım

`tehlikeye veya herhangi bir sıkıntıya katlanmaya niyetim yok` anlamında kullanılan bir söz