ağız (veya ağzını) açmak
ağız (veya ağzını) büzmek
ağız açtırmamak
ağız aramak (veya yoklamak)
ağız burun birbirine karışmak
ağızda dağılmak
ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın
ağızda sakız gibi çiğnemek
ağız değiştirmek
ağız dil vermemek
ağız eğmemek
ağız etmek
ağız kullanmak
ağız satmak
ağız tamburası çalmak
ağız yapmak
ağız yaymak
ağız yer, yüz utanır
ağza (veya ağızlara) düşmek
ağza alınmaz (veya alınmayacak)
ağza almamak
ağza tat, boğaza feryat
ağzı (veya ağzı dili) kurumak
ağzı burnu yerinde
ağzı çirişçi çanağı
ağzı çirişçi çanağına dönmek
ağzı dili bağlanmak
ağzı dili tutulmak
ağzı dolu dolu konuşmak
ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur
ağzı kilitlenmek
ağzı köpürmek
ağzı kulaklarına varmak
ağzı kurusun
ağzı laf (veya lakırtı) yapmak
ağzına ... koymamak
ağzına almak
ağzına atmak
ağzına bakakalmak
ağzına baktırmak
ağzına biber sürerim (veya çalarım)
ağzına bir kemik atmak
ağzına bir lokma koymamak
ağzına bir parmak bal çalmak
ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar
ağzına burnuna bulaştırmak
ağzına düşmek
ağzına etmek
ağzına geldiği gibi
ağzına geleni söylemek
ağzına gem vurmak
ağzına kadar
ağzına kilit takmak (veya vurmak)
ağzına kira istemek
ağzına layık
ağzına sağlık
ağzına sakız olmak
ağzına sıçmak
ağzına sürmemek
ağzına takılmak
ağzına taş almak
ağzına tıkmak
ağzına tükürmek
ağzına verilmesini beklemek (veya istemek)
ağzına volta almak
ağzına vur, lokmasını al
ağzına yüzüne bulaştırmak
ağzında bakla ıslanmamak
ağzında büyümek
ağzında çalkalanmak
ağzında gevelemek
ağzından
ağzından (söz veya lakırtı) dirhemle çıkmak
ağzından baklayı çıkarmak
ağzından bal damlamak (veya akmak)
ağzından burnundan getirmek
ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek)
ağzından çıkmak
ağzından çıt çıkmamak
ağzından dökülmek
ağzından düşmemek (veya düşürmemek)
ağzından girip burnundan çıkmak
ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme
ağzından inci saçmak
ağzından kaçırmak
ağzından kapmak
ağzından lakırtı (veya laf) almak (veya çekmek)
ağzından lokmasını almak
ağzından söz (veya laf veya lakırtı) eksik etmemek
ağzından yel alsın!
ağzında yaş kalmamak
ağzını açacağına gözünü aç
ağzını açıp gözünü yummak
ağzını aramak (veya yoklamak)
ağzını bağlamak
ağzını bıçak açmamak
ağzını bırakıp kıçıyla (veya bir tarafıyla) gülmek
ağzını bozmak
ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek
ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak)
ağzını dilini bağlamak
ağzını havaya (veya poyraza) açmak
ağzını hayra aç!
ağzını kapamak
ağzını kapamak (veya kilitlemek)
ağzını kiraya vermek
ağzını koklamak
ağzını kullanmak (veya satmak)
ağzını mühürlemek
ağzının içine bakmak
ağzının içine baktırmak
ağzının içine girmek
ağzının içi yangın yerine dönmek
ağzının kâhyası olmak
ağzının kaşığı (veya kalıbı veya lokması) olmamak
ağzının kokusunu çekmek
ağzının mührü ile
ağzının payını (veya ölçüsünü) almak
ağzının payını (veya ölçüsünü veya kayarını) vermek
ağzının perhizi yok
ağzının suyu akmak
ağzının tadını bilmek
ağzını öpeyim (veya seveyim)
ağzını sıkı (veya pek) tutmak
ağzını tıkamak
ağzını toplamak
ağzını tutmak
ağzı olan konuşuyor
ağzı oynamak
ağzı sulanmak
ağzı süt kokmak
ağzı teneke kaplı
ağzı torba değil ki büzesin
ağzı var dili yok
ağzı varmamak
ağzı yanmak
ağzıyla içmesini bilmek
ağzıyla kuş tutsa...
1. Fuzuli olma durumu
parlak, pırıl pırıl