ORTA ASYA TÜRK TARİHİ /ORTA ASYA TÜRK TARİHİ özet - Ünite 6 - Altın Orda ve Ardılı Hanlıklar

Altın Orda ve Ardılı Hanlıklar





Ünite 6: Altın Orda ve Ardılı Hanlıklar



Ünite 6: Altın Orda ve Ardılı Hanlıklar


Altın Orda Devleti


Cengiz Han ölmeden önce Moğol gelenekleri uyarınca aldığı toprakları oğulları arasında pat etmiştir. Askeri açıdan en yetenekli oğul olan Cuci Altay bölgesinden İdil Ural bölgesini almıştır. Moğol atlarının basabileceği her toprağı fetih hakkı da kendisine verilmiştir. Böylece Cuci Ulusunun temelleri de atılmıştır. Ülke en geniş sınırlarına Cucinin oğlu Batu Han zamanında ulaşmıştır. Seferler sonucunda kurulan devlete Altın Orda Devleti denilmiştir. Kıpçak Bozkırlarında kurulan bu Moğol devleti yerli halk kadar kalabalık olmadığı için genel bir Moğollaşma durumu yaşanmamıştır. Ağırlıklı olan Türkler arasında Moğolların asimile olduğunu söylemek daha doğrudur. Berke Han zamanında İslamiyet’in kabulü Altın Orda devletini Türk islam devleti formuna sokmuştur.


Cucui’nin ölümünden sonra Cengiz Han toprakları torunları Batu ve Orda Hanlar arasında bölüştürmüştür. Sağdaki Volga Bölgesi Batu’ya sol iller Orda’ya verilmiştir. Batu’nun Ak Orda Devleti adını alan kolu 1227 den Batu ailesinin sonuncusuna dek 133 sene sürmüştür. Orda Han is Batu Han sülalesinden gelenlerle bağlanarak devam etmiştir.


İslamiyeti kabul eden ilk Altın Orda Hanı olan Berke’nin dönemi İlhanlılarla mücadele ile geçmiştir. Sonraki yıllarda da bu mücadele devam etmiştir. Berke döneminde Ruslar üzerinde baskı artmış vergi sistemi geliştirilmiş, yetenekli usta ve zanaatkârların tespitine yönelik nüfus sayımı yapılmıştır. Vergi toplanmasını sağlayacak bir teşkilat organize ederek darugalık sistemini yaratmış başına darugaları getirmişlerdir. Sonra tahta çıkan Mengü Timur zamanına dek Moğollara bağımlılık sürmüş onun döneminde müstakil bir devlete dönüştürülmüştür.


Mengü Timur, Tuda Mengü, Tula Buka gibi hanlar tahta çıkmıştır. Cengiz Soyundan gelenler dışındakilerin han olması mümkün olmadığı için emir şeklinde varlıklarını sürdüren yerel güçlerin varlığı belirginleşmiştir.


Pek çok siyasi ve askeri çekişmenin ardından Berdibek Hanın ölümünü takip eden yıllarda Altın Orda Devletinde 20 yıl sürecek iç karışıklıkların başladığına tanık olmaktayız. 20den fazla hanın yer değiştirdiği bir ototrite boşluğu görünümündeki idare sahip olduğu otoriteyi kaybetmiştir. XIII. sonlarında tahta geçen hanların zayıflığı yüzünden merkezî otorite zayıflamış bunun sonucunda bazı kabilelerin desteğini alan emirler güçlenmiştir. Bunlar içinde en bilineni Nogay Mirza, neredeyse hâkimiyete ortak olmuş ülkenin iç ve dış siyasetinde önemli roller oynamıştır. Daha güçlü bir han olan Tokta tahta geçtikten bir süre sonra (1291-1313) Nogay Mirza’yı bertaraf ederek ülke idaresini tek başına ele almıştır. Tokta Han öncekilerden daha kuvvetliydi. Ölmeden önce oğlu İlbasar’ı rakipsiz başa getirebilmek için kan bağı taşıyan herkesi öldürtmüştür. Ancak o sırada ölen kardeşinin hamile olan karısı çocuğunu doğurarak saklamıştır. Nitekim daha sonra bu saklanarak korunmaya çalışılan şehzade Özbek Han diğerleri öldüğü için 14 yaşında tahta geçmiş genç bir han olacaktır. Devlet onun zamanında adına yakışan Altın bir dönem yaşamıştır. İslamiyetin en çok yaygınlaştığı dönem yine onun idaresi zamanıdır.Onun ölümünden sonra önce büyük oğlu Tinibek Han 1341-1343 sonra küçük oğlu Canibek Han 1342-1357 tahta çıkmıştır. Canibek zamanı İlhanlılarla yıllardır yaşanan mücadelenin bitmesi ve Azerbaycanın alınması olmuştur. Alt›n Orda’n›n güçlü hükümdarlar›ndan biri de Canibek Han’d›r. Onun zamanında yapılan mücadeleler kazanılmıştır ancak, Canibek’in 1257de ölümünden sonra ortaya çıkan taht kavgaları devletin zayıflamasına sebep olmuştur. 1380 de Rusların Mamay Mirza’yı mağlup etmeleri üzerine devlet büyük bir darbe almıştır. Cuci’nin neslinden gelen Toktamış Han (1379-91) Altın Orda birliğini yeniden kurmuştur 1382’de Ruslar tekrar itaat altına alınmıştır. Harezm ve Azerbaycan dışındaki Altın Orda toprakları tekrar ele geçirildi. Ancak, Emir Timur ile girdiği mücadelede birçok yenilgiye uğradı. Yerine geçen Edigey Mirza ülkeye hâkim olarak geçici bir istikrar sağlamıştır. Onun ölümüyle Altın Orda Devleti parçalanma sürecine girmiştir.


Altın Orda parçalanınca



  • Özbek ve Kırgız(Kazak) Ordaları kurulmuş


Batu Cuci Ulusu parçalanınca



  • Kazan, Kırım, Kasım ve Astrahan Hanlıkları kurulmuştur. Kırım Hanlığı kurulduktan kısa süre sonra Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.


Altın Orda’da Teşkilat ve Uygarlık


Teşkilat


Alt›n Orda sağ (Ak Orda/Batu Han Hanedanlığı) ve sol (Gök Orda/Orda Han Hanedanlığı) olmak üzere iki koldur. Ak Orda, devleti temsil ederken, Gök Orda bölümü de ayrı bir devlet olmayıp devletin idari kanadını oluşturmuştur. Her iki kanadın da başında Cengizoğulları soyundan kişiler bulunmuştur.



  • Devletin hükümdarı, “han” unvanını taşırken, eşi “hatun” olarak anılmaktaydı.



  • Vezir makamına atalık, devlet yönetim organına kurultay yasa ve yargıya bakan kişilere yasa emiri ve defterdar denmiştir.



  • Türk teşkilatındaki ordu sistemi onlarda da mevcuttur. Hanlar kabile taksimat sistemi denen bir bölüşme şekli ile ülkeyi –yurtlara- bölmüşlerdir. Yurt sahipleri ihtiyaç halinde silahlı asker göndererek devlete destek vermekle yükümlü idi. Bu ölçüye göre vergi verilmesi zorunluluğu vardı. Yurtlar mirasla babadan oğula geçebilmiştir.



  • Devletin resmi posta teşkilatı kurulmuştur. Yam denen bu teşkilat atlı postacılarından oluşturulmuştur.



  • Vergi sistemi eldeki toprak ve hayvan miktarı gözetilerek belirlenmiştir. Hasat sonunda, müstahsilin elde ettiği tahıl ürünün 1/10, hayvan sürülerinden 1/100 şeklinde alınan kopçur, tüccarlardan alınan tamga, ev (veya baca) başına toplanan tütün, Ruslardan alınan dany (haraç, ç›k›fl) vergisi, yam posta masraflarının karşılanması için toplanan yam (ulag), ulaklara ve seyahat eden devlet görevlilere ve hayvanlarına erzak temini öngören süsün, sabanlık, av parası, köprü parası, ordu parası, koltka (hediye) gibi vergiler toplanmıştır




Şehircilik, Ticaret ve İlim


Oldukça büyük bir alana yayılan Altın Orda Devleti’nde çok sayıda şehir inşa edilmiş, seferlerde zarar görenler de restore edilmiştir. Devletin içerisindeki en büyük il ise Batu Han tarafından kurulan başkent Saray olmuştur. Ülke ticaret yolları üzerinde olduğu için daha çabuk gelişmiştir. Tüccarlara ayrıcalıklar sağlanmıştır. Esir alınan tüccarlar serbest bırakılmıştır.


Saray dışında yazılı kaynaklarda Bulgar, Macar, Ükek, Suvar, Bilyar, Orda-Bazar, Sarayçik, Astrahan, Kefe, Kerç, Suğdak, Harezm (Urgenç) ve Gülistan gibi şehirlerden ilim ve ticaret merkezi olarak bahsedilmiştir. Altın Orda yaptığı ticaretin karşılığında paradan çok mal almıştır.


XIII. ve XIV. Yy.da Altın Orda,Türk edebiyatı bakımından büyük gelişme göstermiştir. Deflt-i Kıpçak, Azerbaycan ve Harezm’de önemli edebî eserler ortaya konulmuştur. Bunlar arasında Kutb adındaki bir şaire ait Hüsrev ü Şiirin hikayesi, Harezmî’nin Muhabbetnâme’si sayılabilir. Kullanılan Türkçenin, Uygur ve Çağatay lehçesinden ayrı ve günümüz Tatarcasına benzer olduğu kanaati yaygındır.


Kazan Hanlığı (1437- 1552)


Altın Orda Hanlığının son beyi Edigey öldükten sonra ülkede çok sayıda han çıkmış ve karışıklık yaratmıştır. Sarayda bulunan ve ayaklandığı için rakiplerince sınır dışı edilmek istenen Uluğ Muhammed Han ailesini ve yakınlarını da alarak 3000 kişilik bir grupla Aşağı İdil Bölgesindeki Kazan Şehrine yerleşti ve Hanlığını ilan etti.


1445’te Uluğ Muhammed’in oğlu Mahmutek (Mahmud) babasın öldürmüş ve Kazan’da hanlık ilan etmiştir. Onun uzun süren hâkimiyeti döneminde (1445-1461) Kazan devletleşme sürecini tamamlamış, bölge emniyete kavuşmuştur. Bundan dolayı başkent Kazan, bir ticaret merkezi hâline gelerek Bulgar ve Saray’ın yerini almıştır.


Kazan Hanlığının tarihi Ruslarla yapılmış savaşlar ve iç karışıklıklar ile dolu olmuştur. taht kavgalar› ve iç sorunlarla doludur. 115 yıl içinde 15 han hüküm sürmüş bazıları iki-üçer kez tahta çıkmışlardır. Bütün bunlar ülkeyi istikrarsız ve zayıf hâle getirmiştir. Ruslardan başka Kırımlılarla Nogaylar da bazen kendi istekleriyle bazen de Kazanlıların daveti üzerine bu mücadeleye dâhil olmuş ve böylece Kazan Hanlığı’ndaki taht sorunu, uluslararası boyut kazanmıştır. Bu mücadele, Altın Orda mirası ve bölge hâkimiyeti için verilen bir mücadele olmuştur.


1552de Kazan, Ruslarca ele geçirilmiş. Kazanlılar katledilmiş kadın ve çocuklar esir edilmiş, mallara el konulurken, sarayın yanına bugün Kafedralnıy Kilisesi olarak bilinen bir kilise inşa edilmiştir. Böylece Altın Orda bölgesinde ilk kurulan Kazan Hanlığı özgürlüğünü ilk kaybeden Tatar hanlığı olmuştur. Hanlığın ele geçmesi 6.yy dan beri Türk hakimiyetinde olan bölgenin Ruslara geçmesine sebep olmuştur. Zaman içinde Rusya ve Osmanlı sınır komşusu olacaktır. Rusya da sadece Ruslardan oluşan bir devlet olmaktan çıkarak karma milletli bir imparatorluğa dönüşme yoluna girmiştir.


Kazan Hanlığı’nda Sosyal Ve İkdisadi Hayat


Kazan Hanlarının hepsi Cengiz Soyundandır. İdil Bulgar ve Altın Orda devletleri gibi, farklı din ve ırktan birçok kavmin bir arada bulunduran bir ülke olmuştur.


a. Bulgar, Kıpçak ve diğer Türk boylarından meydana gelen ve daha sonra Tatar olarak adlanmış Kazan Türkleri hâkim olmuştur.


b. Tatarlardan başka Başkurtlar, Çuvaşlar, Çeremisler (Mari), Arlar (Udmurtlar), Mordvalar gibi topluluklar yaşamıştır.


c. Kazan Hanlığının resmî dini İslamiyet olmakla birlikte aynen Altın Orda gibi bütün dinlere karşı yumuşak bir tutum sergilenmiştir.


d. Askerî teşkilat Altın Orda sistemine göre kurulmuştur. Ordunun esasını, atlı birlikler ve bunların başında da Tatar zadegânlarının oğullarından oluşan oğlan zümresi bulunuyordu. Oğlanlar, hanların resmî vesikalarında ruhani ve asilzadelerle birlikte zikrediliyor ve bunlara da hizmetleri oranında arazi veriliyordu. Vergi sistemi Altın Orda’nın devamı gibidir.


Astrahan Hanlığı (1466-1556)


Adını Astrahan şehrinden almıştır. Türkçe adı Hacı Tarhandır. Vergiden muaf olan yer anlamındadır. Onlarda bir türlü istikrara kavuşamamıştır. Kasım’ın kardeşi Abdülkerim Han’dan (1490-1514) sonra Astrahan Hanlığı, dış ülkelerin müdahalesi ile karşılaşmıştır. Kırım Hanı Mengli Giray, Altın Orda’nın mirasçılarını kendi etrafında birleştirmek için Büyük Orda’ya son verdikten sonra Astrahan’ı da kendi nüfuzu altına almak istemiş ve Nogaylarla mücadele etmiştir. Ruslar Astrahanla diplomatik ve ticari ilişkilerini geliştirmeye çalışmışlardır. Farklı milletlerce baskı ile üç taraftan sarılmış olan bu hanlık sadece yarım asır dayanabilmiştir. Kazan Hanlığına da son vermiş olan 4. İvan 1556 da Astrahan’ı da alarak son vermiştir.


Kasım Hanlığı (1445-1681)


Kazan Hanı Uluğ-Muhammed’in II. Vasiliy’i yendiği savaşın ardından (7 Temmuz 1445) kurulmuştur. II. Vasiliy bu savaşta esir düşmüş ve serbestliği karşılığında Uluğ-Muhammed bazı şartlar öne sürmüştür. Bu şartlardan biri de Moskova sınırları içerisinde bir hanlık kurulması idi. Uluğ-Muhammed böylece bir taraftan bu hanlığa kendi oğullarından birini oturtarak Moskova’yı kontrol altında tutmak istemiş diğer taraftan da Kasım Hanlığı’na tampon bölge rolü yükleyerek Kazan Hanlığının güvenliğini sağlamaya çalışmıştır. Baştan beri kuruluş amacına hizmet edemese de Kazan Hanlığının düşmanı haline de gelmiş Rus çarları için diğer Tatar hanlıklarının iç işlerine müdahale etmeye alet olmuştur. Sayın Bulat Han en bilinen hanlarıdır 1567-1573.


Sayın Bulat Han’dan sonra tahta Kazak ve Sibirya sülalelerinin temsilciler çıkmıştır. Sibirya sülalesi temsilcilerinin de tahta çıkması Rusların Sibirya’daki yayılma siyasetleriyle bağlantılıydı. Rusların güçlenmesi ve Tatar hanlıklarını tek tek ele geçirmeleriyle birlikte Kasım Hanlığı’nın Ruslar açısından önemi azalmış ve Ruslar 1681 de hanlığa son verilmiştir.


Sibir Hanlığı (1468-1607)


Altın Orda Devleti parçalandıktan sonra ortaya çıkan devletlerden biridir. Sibiryada kendisine yer verilen Taybuga’nın soyundan gelenler ile Şibaniler arasında verilen mücadeleler sonucunda varlık bulmuştur. Şibani soyundan İbak Han devleti kurmuş bunun için de Tümen şehrini seçmiştir. Önceleri Tümen Hanlığı adı ile anılsa da 1495 sonrası Taybugi soyundan Mehmet, İbak Han’ı öldürdükten sonra başkent Sibir kentine taşınmıştır. Bu nedenle hanlığın adı Sibir Hanlığı adını almıştır. Sibir Hanlığın Rusya’ya ilhakında Stroganov ailesi önemli rol oynamıştır. 1555 de Yadigâr Han zamanında hanlık, Rus ilerleyişine karşı koyamamış ve Çar İvanın hâkimiyetini tanımıştır. Bunun üzerine Ibak Hanın torunu Küçüm, Yadigâr Han’ı yenmiş hâkimiyeti ele geçirmiştir (1563). Ruslar yayılmacı siyasetini devam ettirme konusunda kararlı davranmış ve XVII. Yy. başında bu süreci sonlandırmıştır. 1593-1604 yılları Sibirya’nın tam olarak hâkimiyet altına alındığı zaman dilimidir.












ORTA ASYA TÜRK TARİHİ özet - Ünite 6 - Altın Orda ve Ardılı Hanlıklar Yorumlar


YORUM YAZ