...-nın başında gelmek (veya yer almak)
baş (veya başı) çekmek
baş (veya başını) alamamak
başa çıkmak
başa gelen (dert) çekilir
başa gelmek
başa gelmeyince bilinmez
başa güreşmek
baş ağır gerek, kulak sağır
baş ağrıtmak
başa vermek
baş bağlamak
baş bulmak
baş çevirtmek
baş dille tartılır
baş döndürmek
baş edebilmek
baş edememek
baş eğmek
baş eldeyken
baş etmek
baş gelmek
baş göstermek
baş göz etmek
baş göz olmak
başı ağrımak
başı bağlanmak
başı belada olmak
başı belaya girmek (veya uğramak)
başı çatlamak
başı dara düşmek
başı daralmak
başı darda kalmak
başı derde girmek
başı dönmek
başı göğe ermek (veya değmek)
başı hoş olmamak
başı için
başı kazan gibi olmak
başım gözüm üstüne
başımla beraber
başına (...) gelmek
başına balta kesilmek (veya olmak)
başına bela açmak
başına bela almak
başına bela olmak (veya kesilmek)
başına bir hâl gelmek
başına çalmak
başına çalsın!
başına çıkarmak
başına çıkmak
başına çorap örmek
başına dert açmak
başına dert olmak (veya kesilmek)
başına devlet (veya talih) kuşu konmak
başına dikilmek
başına dikmek
başına dolamak
başına dünyanın belasını sarmak
başına ekşimek
başına gaile açmak
başına geçirmek
başına geçmek
başına gelen başmakçıdır
başına gelmek
başına güneş geçmek
başına iş açmak
başına iş çıkarmak
başına iş çıkmak
başına kâhya kesilmek
başına kakmak (veya kakınç etmek)
başına kalmak
başına kan çıkmak
başına karalar bağlamak
başına oturmak
başı nâra yanmak
başına sarmak
başına taç etmek
başına taş düşmek (veya yağmak)
başına vur, ağzından lokmasını al
başına vurmak
başına yıkmak
başın başı, başın da başı var
başında beklemek (veya durmak)
başında değirmen çevirmek
başında kavak yeli (veya yelleri) esmek
başından almak
başından aşağı kaynar sular dökülmek
başından atmak
başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak)
başından geçmek
başından kalkmak
başından korkmak
başından savmak
başında olmak
başında paralansın
başında torbası eksik
başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez
başını ağrıtmak
başını alıp gitmek
başını ateşlere yakmak
başını bağlamak
başını beklemek
başını belaya sokmak
başını bir yere bağlamak
başını bir yere sokmak
başını boş bırakmak
başını çatmak
başını çıkarmak
başını derde sokmak
başını dik tutmak
başını dinlemek
başını döndürmek
başını duman almak
başını ezmek
başını gözünü yarmak
başını istemek
başını kaldırmamak (veya kaldıramamak)
başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak
başını koltuğunun altına almak
başını kurtarmak
başının altında
başının altından çıkmak
başını nâra yakmak
başının çaresine bakmak
başının derdine düşmek
başının etini yemek
başının gözünün sadakası
başını ortaya koymak
başını taştan taşa vurmak
başını toplamak
başını uçurmak
başını vermek
başını yakmak
başını yemek
başı sağ olsuna gitmek
başı sıkılmak (veya sıkışmak)
başı sıkıya gelmek
başı taşa değmek
başı tutmak
başı üstünde yeri olmak
başı yastığa düşmek
başı yastık yüzü görmemek
başı yerine gelmek
başı zapt olunmamak
baş kesmek
baş kes, yaş kesme
baş kıç olmak
baş kıç vurmak
baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde
baş koşmak
baş koymak
baş nereye giderse ayak da oraya gider
baş olan boş olmaz
baş ol da istersen soğan başı ol
baş olmak
baş sağlığı, dünya varlığı
baş sallamak
başta (veya başında) bulunmak (veya olmak)
baştan aşmak
baştan çıkarmak
baştan çıkmak
baştan kara etmek
baştan kara gitmek
baş tutamamak
baş tutmak
baş üstünde tutmak
baş üstünde yeri var
baş vermek
baş yakmak
baş yapmak
baş yastığı baş derdini bilmez
baş yemek
1. Üzerine ahar sürülmüş olan
karışmış olmak, gizli bir ilgisi bulunmak