KELİMETÖR - TÜRKÇE SÖZLÜK
ANASAYFA/SÖZLÜK
taze
Farsça tāze
1. sıfat Bozulmamış, bayatlamamış olan
Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
2. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal
3. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal
4. mecaz Yeni, zamanı geçmemiş
Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı
5. isim Genç kadın
Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin
taze ile ilgili atasözü ve deyimler
taze kelimesinin birleşik formları
Bir Kelime
taşıvermek
1. Ansızın veya çok kısa sürede taşmak
Bir Atasözü - Deyim
ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek
aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek