KELİMETÖR - TÜRKÇE SÖZLÜK
ANASAYFA/SÖZLÜK
sıkıştırmak
1. -i Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
Bilet kutusunu koltuğunun altına sıkıştırmış, elleri ceplerinde bir otobüs biletçisi geçti. - Necati Cumalı
2. Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak
3. Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar. - Reşat Nuri Güntekin
4. Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak
5. Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar. - Refik Halit Karay
6. Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş. - Memduh Şevket Esendal
7. mecaz Zorlamak
Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
8. argo Sarkıntılık etmek
Bir Kelime
gidicilik
1. Gidici olma durumu
Bir Atasözü - Deyim
yüreği parça parça olmak
pek çok acımak