KELİMETÖR - TÜRKÇE SÖZLÜK

ANASAYFA/SÖZLÜK

oturmak

1. -e  Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu.  - Sait Faik Abasıyanık
2. nesnesiz  Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız.  - Tarık Dursun K.
3. -i  Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
Ütüsüz ve beli oturmamış pantolonunu çekti.  - Tarık Buğra
4. -de  Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
Aynı semtte oturdukları için komşu da sayılırlar.  - Burhan Felek
5. nesnesiz  Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak
6. nesnesiz  Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek
7. -le  Biriyle beraber yaşamak
O günden beri enişte beyle oturuyorum.  - Sermet Muhtar Alus
8. Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
9. Yer almak, geçmek
10. nesnesiz  Benimsenmek, yerleşmek, kökleşmek
11. Belli bir yörüngede dönmeye başlamak
12. Sıvı tortuları dibe çökmek, dipte toplanmak
13. nesnesiz  Herhangi bir durumda belli bir süre kalmak
Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı.  - Memduh Şevket Esendal
oturmak ile ilgili atasözü ve deyimler
Bir Kelime
bulgulanmak

1. Bulgulama işine konu olmak

Bir Atasözü - Deyim
gönlü akmak

birine karşı güçlü sevgi duymak