KELİMETÖR - TÜRKÇE SÖZLÜK
ANASAYFA/SÖZLÜK
döküntü
1. isim Dökülmüş, saçılmış şeyler
Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar. - Yahya Kemal Beyatlı
2. Bir topluluktan geri kalmış kimseler
3. Bozuntu
4. Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi
5. Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı
6. mecaz Değersiz, bayağı, ayaktakımından olan kimse
Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz. - Hüseyin Cahit Yalçın
7. sıfat İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler. - Çetin Altan
8. tıp Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti
9. coğrafya Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer
Bir Kelime
kayıtma
1. Kayıtmak işi
Bir Atasözü - Deyim
aklının bir köşesine yazmak
ileride hatırlamak üzere belleğine almak