KELİMETÖR - TÜRKÇE SÖZLÜK

ANASAYFA/SÖZLÜK

bırakmak

1. -i  Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
2. nesnesiz  Koymak
Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı.  - Tarık Buğra
3. Bir işi başka bir zamana ertelemek
4. Unutmak
5. Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek
6. Saklamak, artırmak
7. Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek
Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı.  - Falih Rıfkı Atay
8. nesnesiz  Engel olmamak
Bırak, burasını benim defterimden okuyayım.  - Ömer Seyfettin
9. Sarkıtmak
10. nesnesiz  Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak
Hayata gözlerini kaparken ardında yedi yaşında bir oğul, on iki yaşında bir kız bırakıyordu.  - Cahit Uçuk
11. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek
Gerçekten sigarayı bıraktı, bıraktı ama huzuru da sükûnu da kalmadı.  - Halide Edip Adıvar
12. nesnesiz  Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak
Bu yazarın bir de Fransızca kitabını almıştım ama sıkılmış bırakıvermiştim.  - Refik Halit Karay
13. nesnesiz  Bıyık veya sakal uzatmak
14. nesnesiz  Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak
Bıraksam acaba beyaz bir çift güvercin gibi uçarlar mı?  - Refik Halit Karay
15. Boşamak
Bıraktıkları zevcelerini yine canları isterse tekrar alabilirler.  - Ömer Seyfettin
16. Kötü bir durumda terk etmek
17. Ayrılmak, terk etmek
Mahalle arasındaki küçük dükkânını bırakarak karısını, şehrin başka bir tarafında bir eve yerleştirdi.  - Peyami Safa
18. Sınıf geçirmemek, döndürmek
19. -e  Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek
Başkalarına on ikiye veriyoruz ama sana onar kuruştan bırakayım.  - Memduh Şevket Esendal
20. -e  Bakılmak, korunmak için vermek
21. nesnesiz  Yanına almamak, yanında götürmemek
Telgrafhanede bir zabit bırakarak işinin başına gitmesini rica ettim.  - Atatürk
22. -e  Sahiplik hakkını başkasına vermek
23. nesnesiz  Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak
24. nesnesiz  Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek
bırakmak ile ilgili atasözü ve deyimler
Bir Kelime
pis

1. Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves
2. Kendinde pislik olan veya pislenmiş olan
3. Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı
4. Çirkin, sevimsiz olan
5. İçinden çıkılması çok güç, karışık

Bir Atasözü - Deyim
yere baktırmak

utandırmak, mahcup etmek